Kamu Personelleri

Şok Eden Sahtekarlık Girişimi! KPSS’de Oyun Oynayan Memura Yargıtay’dan Beklenmedik Karar!

58 Puanla Devlet Kapısından Giren Sahtekar Memurun 4 Yıllık Saltanatı Yıkılıyor mu?

Türkiye’de yankı uyandıran bir dolandırıcılık vakası, kamu vicdanını derinden sarstı! Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 4/B sözleşmeli personel olarak göreve başlayan bir memurun, Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) akıl almaz bir sahtekarlığa karıştığı 4 yıl sonra ortaya çıktı. İnanılır gibi değil ama 58 gibi düşük bir puan almasına rağmen, sınav sonuç belgesinde ustaca bir tahrifat yaparak puanını 74 olarak gösteren bu memurun devlet kadrosundaki 4 yıllık “başarısı”, Yargıtay’ın verdiği çarpıcı kararla adeta bir kara deliğe dönüşüyor!

ÖSYM’nin Radarına Takılan Sahte Puan: Yargıtay’dan Emri Vaki Karar!

2008 yılında, o karanlık sır perdesi aralandığında, sahte KPSS puanıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’na sızan bu memurun kimliği deşifre oldu. Ancak mahkeme, ilk etapta bu inanılmaz dolandırıcılık girişimine “beraat” kararı verdi. İşte tam bu noktada devreye giren Yargıtay 15. Ceza Dairesi, adeta adaletin kılıcını kuşanarak bu kararı bozdu! Yargıtay’ın gerekçesi ise oldukça çarpıcıydı: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın atama yaparken KPSS puanını ÖSYM’den teyit edip etmediği ve bu konudaki uygulamanın ne olduğu tam olarak araştırılmadan verilen bu beraat kararı, eksik inceleme sonucu verilmişti!

Adalet Neyi Sorguluyor? Kurumların Gözü Kapalı mıydı?

Yargıtay’ın bu kararı, sadece sahtekar memurun değil, aynı zamanda kamu kurumlarının işe alım süreçlerindeki olası boşlukları da mercek altına alıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi saygın bir kurumun, böylesine kritik bir evrakı teyit etme mekanizmasının olup olmadığı sorusu şimdi daha da önem kazanıyor. Eğer kurum, her atamada ÖSYM ile iletişime geçseydi, bu 4 yıllık sahtekarlık dönemi yaşanır mıydı? İşte bu sorular, adaletin terazisinde sadece sanığın değil, kurumların da sorumluluğunu tartıyor.

Karşı Oy Şerhi Adeta Bir Adalet Feryadı! “Ceza Verilmeliydi!”

Ancak Yargıtay’daki bu oy birliği bozuldu! Bir üye, adeta vicdanların sesi olarak karşı oy şerhi düştü. Bu muhalif görüşe göre, sanığın eylemi “özel evrakta sahtecilik” suçunu ve 4 yıl boyunca haksız maaş alarak kamu kurumunu zarara uğratmak suretiyle “dolandırıcılık” suçunu açıkça oluşturuyordu. Bu nedenle, Ağır Ceza Mahkemesi’nin beraat kararının bozulması değil, doğrudan sanığın bu suçlardan cezalandırılması gerektiği savunuldu. Bu karşı oy, adeta adaletin daha gür bir sesle haykırması gibiydi.

Şimdi tüm gözler, yeniden görülecek davaya çevrilmiş durumda. KPSS’de sahtekarlık yaparak devletin kapısından giren bu memurun akıbeti ne olacak? Yargıtay’ın bozma kararı sonrası, adalet yerini bulacak mı? Bu olay, sadece bir bireyin sahtekarlığı değil, aynı zamanda kamu kurumlarının işe alım süreçlerindeki güvenilirliğin de bir sınavı olacak. Bekleyip göreceğiz…