Kültür-sanat

Cezayir’in Unutulmaz Kahramanı: Yusuf Ziyud

Cezayir, Fransız sömürgeciliğine karşı verdiği bağımsızlık mücadelesiyle tarihe geçmiş bir ülkedir. Bu mücadelenin en önemli isimlerinden biri de Yusuf Ziyud’dur. Ziyud, Fransızlara karşı cesurca savaşmış, halkın gönlünde taht kurmuş ve Cezayir Kurtuluş Devrimi’nin sembolü haline gelmiştir. Bu makalede, Ziyud’un hayatını, mücadelesini ve mirasını anlatmaya çalışacağız.

Ziyud’un Hayatı

Ziyud, 1921 yılında Cezayir’in kuzeydoğusundaki Mila ilinde doğdu. Babası bir demirci olan Ziyud, küçük yaşta çalışma hayatına atıldı. Ancak eğitimine de devam etti ve Arapça, Fransızca ve Berberice öğrendi. Dindar bir ailede yetişen Ziyud, Cezayir Müslüman Alimler Birliği’nin kurucusu Şeyh İmam Abdülhamid bin Badis’in hutbelerinden etkilendi ve onun bağımsızlık için mücadele çağrısına kulak verdi.

Ziyud, 1945 yılında Demokratik Özgürlük Zaferi Hareketi’ne katıldı ve bir süre sonra bu hareketin silahlı kanadının başına geçti. Fransız sömürgeciliğinin 8 Mayıs 1945’te Setif ve Guelma kentlerinde gerçekleştirdiği katliamın üzerine silahlı mücadele çalışmalarına hız verdi. Bu mücadelesine karşı sömürgeciler tarafından 1950’de yasaklı örgüte üye suçlamasıyla tutuklanarak Cezayir’in kuzeydoğusundaki cezaevine gönderildi.

Ziyud, cezaevinde dört yıl kaldıktan sonra eski demircinin yanında çalışmasının verdiği bilgi ve yetenekle buradan firar etmeyi başardı. Cezayir Kurtuluş Ordusu’nun Kuzey Constantine Bölge Komutanı olarak mücadelenin içinde yer aldı. Bölge komutanı Didouche Mourad’ın Fransızlar tarafından öldürülmesinden sonra bölge komutanlığını devraldı.

Ziyud’un Mücadelesi

Ziyud, Cezayir bağımsızlık mücadelesinin en cesur ve en zeki isimlerinden biriydi. Fransızlara karşı ilkel silahlarla savaşırken, onlara karşı stratejik hamleler yaparak büyük başarılar elde etti. Komuta ettiği 20 Ağustos 1955 saldırıları, Cezayir Kurtuluş Devrimi’nin dönüm noktası oldu. Bu saldırılarda, Fransız askerlerine onlar sarhoşken saldırdığımız söylenmesin diye gece değil güpegündüz saldırdıklarını söyleyen Ziyud, onlara öyle saldırmanın erkekliğin şanından değil olduğunu ifade etti.

Ziyud, aynı zamanda dindar bir kişiliğe sahipti. Takvasıyla adeta bir sahabe ahlakı taşıyordu. Halk tarafından da çok seviliyor ve saygı duyuluyordu. Ziyud’un devrimi sokağa atın, halk onu kucaklayacaktır şeklindeki sözü, Cezayir halkının Fransızlara karşı verdiği mücadeleyi çok güzel özetliyordu.

Ziyud, Fransız sömürgeciliğine karşı savaşırken, aynı zamanda Cezayir halkının eğitimine, sağlığına ve refahına da önem veriyordu. Bölgesinde okullar, hastaneler ve sosyal yardım kuruluşları açtı. Halkın ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştı.

Ziyud’un Mirası

Ziyud, Cezayir bağımsızlık mücadelesinin en önemli kahramanlarından biriydi. Ancak bu mücadelenin sonucunu göremedi. 23 Eylül 1956’da Fransız sömürge istihbaratının aldığı bir haberle bazı arkadaşlarıyla bulunduğu ev kuşatıldı ve henüz 35 yaşındayken öldürüldü. Cenazesi, binlerce kişinin katılımıyla toprağa verildi.

Ziyud, Cezayir halkının gönlünde yaşamaya devam etti. Cezayir’in bağımsızlığını ilan ettiği 5 Temmuz 1962 tarihinde, onun adına bir anıt dikildi. Bugün de Cezayir’in birçok yerinde onun adını taşıyan sokaklar, meydanlar ve okullar bulunmaktadır.

Ziyud, Cezayir’in unutulmaz kahramanı olarak tarihe geçti. Onun hayatı, mücadelesi ve mirası, Cezayir halkının özgürlük ve bağımsızlık sevdasının sembolü oldu.