Gündem

Putin Karadeniz İçin Düğmeye Bastı: Erdoğan’ın “Felaket Olur” Dediği Senaryo Gerçekleşiyor

Karadeniz’de yaşanan gerilim her geçen gün artarken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeni hamlesi dünyayı şoke etti. Putin, Ukrayna’ya karşı nükleer başlıklı füzelerini kullanmaya hazır olduğunu açıkladı. Bu durum, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce “felaket olur” diyerek uyarmış olduğu senaryoyu gündeme getirdi.

Rusya Nükleer Gücünü Kullanacak Mı?

Rusya ile Ukrayna arasında 2014 yılında başlayan ve Kırım’ın ilhak edilmesiyle doruğa çıkan kriz, son aylarda yeniden alevlendi. Rusya, Ukrayna sınırına askeri yığınak yaparken, Ukrayna da NATO’dan destek istedi. Batılı ülkeler ise Rusya’ya karşı yaptırım ve diplomatik baskı uyguladı.

Ancak bu adımlar, Putin’i durdurmak için yeterli olmadı. Rusya Devlet Başkanı, 4 Haziran’da başlayan ve Ukrayna’nın karşı taarruz olarak nitelendirdiği operasyona sert bir yanıt verdi. Rusya, nükleer başlıklı balistik füzeleri olan İskender ve Hançer’i Karadeniz kıyısına konuşlandırarak, Ukrayna’ya karşı kullanmaya hazır olduğunu duyurdu.

Bu hamle, dünya kamuoyunda büyük bir endişe yarattı. Zira Rusya’nın nükleer gücünü kullanması halinde, bölgede ve dünyada büyük bir felaket yaşanması kaçınılmaz olacaktı. Bu senaryo, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce defalarca dile getirdiği bir uyarının gerçekleşmesi anlamına geliyordu.

Erdoğan “Felaket Olur” Diyerek Uyarmıştı

Erdoğan, Karadeniz’deki gerilimin tırmanmasından duyduğu kaygıyı çeşitli platformlarda dile getirmişti. Erdoğan, son olarak 23 Nisan 2023 tarihinde yaptığı konuşmada, “Karadeniz’de barış ve istikrarın korunması bizim için hayati önem taşıyor. Burada yaşanacak herhangi bir çatışma veya kriz sadece bölge ülkelerini değil, tüm dünyayı etkileyecektir. Bu nedenle Karadeniz’i bir barış denizi haline getirmek için çalışmalıyız. Aksi takdirde felaket olur.” demişti.

Erdoğan, ayrıca Karadeniz’deki gerilimin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni de etkilediğini belirtmişti. Erdoğan, “Montrö, Lozan’ın devamıdır. Lozan’da çözülemeyen sorunları Montrö ile çözdük. Boğazların egemenliği bizimdir. Bu konuda hiçbir taviz vermeyeceğiz. Montrö, Türkiye’nin güvenliği ve çıkarları için bir güvencedir.” ifadelerini kullanmıştı.

Batı’nın Stratejisi Savaşın Uzaması

Rusya’nın nükleer tehdidine karşı batılı ülkelerin nasıl bir tutum takınacağı ise merak konusu oldu. Bazı uzmanlar, batının Ukrayna’ya daha fazla askeri destek vermesi gerektiğini savunurken, bazıları ise bunun Rusya’yı daha da kışkırtacağını öne sürdü.

Batının stratejisinin ise savaşın uzaması olduğu iddia edildi. Buna göre, batı, Ukrayna’nın savaşı kazanmasını değil, Rusya’nın savaşta yıpranmasını istiyordu. Bu sayede, Rusya’nın ekonomik ve siyasi olarak zayıflamasını ve içeride bir değişim yaşanmasını bekliyordu.

Bu nedenle, batı, Ukrayna’ya sadece hava savunma sistemleri ve kamikaze dronlar gibi sınırlı askeri yardım sağladı. Uzun menzilli füzeler, savaş ve ağır bombardıman uçakları gibi Rusya’nın üstünlüğünü kırabilecek silahlar ise vermedi.

Bu strateji, Ukrayna’nın karşı taarruzunun başarısız olmasına yol açtı. Ukrayna, 4 Haziran’da başlattığı operasyonda, 1000 kilometre derinlikteki cephe hattında sadece 16 kilometre ilerleyebildi. Rusya ise kamikaze dronlara karşı uçan kalaşnikoflar gibi yeni silahlar geliştirdi.

Karadeniz’de Neler Olacak?

Karadeniz’de yaşanan gerilimin ne zaman ve nasıl sona ereceği ise belirsizliğini koruyor. Rusya’nın nükleer gücünü kullanması halinde, bölgede ve dünyada büyük bir yıkım olacağı kesin. Ancak batının da bu duruma seyirci kalması beklenmiyor.

Türkiye ise bu süreçte hem bölgesel hem de küresel bir aktör olarak önemli bir rol oynuyor. Türkiye, hem Rusya hem de batı ile ilişkilerini dengede tutmaya çalışırken, hem de Karadeniz’deki barış ve istikrarın korunması için çaba gösteriyor.

Türkiye’nin bu konudaki en büyük avantajı ise Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne sahip olması. Bu sözleşme sayesinde Türkiye, boğazlardan geçen gemilerin sayısını ve tonajını kontrol edebiliyor. Bu da Türkiye’ye Karadeniz’deki dengeyi sağlama konusunda büyük bir yetki veriyor.

Karadeniz’de yaşanan gelişmeleri yakından takip eden Türkiye, bölgede bir felaketin yaşanmaması için elinden geleni yapacak gibi görünüyor. Ancak bunun için hem Rusya hem de batının da sağduyulu davranması gerekiyor. Aksi takdirde Karadeniz, bir barış denizi olmaktan çıkıp, bir savaş denizine dönüşebilir.