Delta varyantı, Türkiye’de ve tüm dünyada hızla yayılmaya devam ederken ülkemizde hastanelerin yoğun bakımları ve COVID-19 servislerine yatış oranları da yeniden artışta. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, yoğun bakımların ve virüsten ölümlerin yüzde 100’e yakınını aşı olmayan kişiler oluşturuyor. Üçüncü dozunu olmayan 65 yaş üstü kişilerin de hastane başvurularının arttığı tespit ediliyor. Öte yandan, toplumsal bağışıklığı sağlamak için ikinci doz oranının yüzde 75-80 olması gerekiyor. Ancak birçok kişi hâlâ ikinci doz aşısını yaptırmış değil. Bu da virüsün aramızda dolaşmasına engel olmuyor. Aşılama oranındaki düşüklük ise gündeme yeni kısıtlamalar ve yasakları getiriyor.
PCR TESTİNİN KAPSAMI GENİŞLEYEBİLİR
Aşılamaya teşvik için aşısızlara yönelik bazı alanlar için getirilen ‘negatif sonuçlu PCR testi’ uygulamasının kapsamının Eylül sonu itibarıyla genişletilebileceği bildirildi. Uçak, tren ve şehirler arası otobüs yolculuğunun yanı sıra toplu etkinliklere katılmak için zorunlu olan PCR testi zorunluluğuna, AVM’ler, üniversite kantinleri, yemekhaneler, kütüphanelerin de dahil olacağı ortaya çıktı.
Bazı kamu hizmetlerinden yararlanmak isteyenlere de ya aşı, ya da negatif test sonucu belgesi şartı getirilebileceği ifade ediliyor.
Bu tedbirlere rağmen aşılama oranları istenen seviyeye ulaşmaz ve aşıya karşı direnç sürerse, bu defa PCR testinin ücretli hale getirilebileceği belirtiliyor.
AŞIDA SON DURUM NE?
Türkiye’de yapılan toplam aşı sayısı 95 milyona yaklaştı.
1 doz aşı uygulananların sayısı 48 milyon 616 bin olurken, iki doz aşı uygulananların sayısı ise 37 milyon 423 binlerde.
İkinci doz aşının yapılma oranı Türkiye genelinde yüzde 60.20 olarak açıklandı. Bu da ne yazık ki toplum bağışıklığını sağlamak için yeterli görülmüyor.
