Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) için kritik bir dönüm noktası olan genel başkanlık seçimi, partinin kurultayında gerçekleşecek. Kurultay salonunda yapılan hazırlıklar, divan başkanlığı ve delegelerin pozisyonları bu önemli yarışın nabzını tutuyor. Genel başkanlık için en güçlü iki aday olan Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel, kurultayın tansiyonunu yükseltiyor.
Kurultay salonunu inceleyen adaylar ve divan başkanlığı, delegelerin oylarını kullanacağı 23 sandık kurarak, genel başkan tercihlerini belirleyecekleri bir düzen oluşturdu. Kurultayın sloganı ise birlik ve beraberlik üzerine kurulu. Ancak adayların tanıtımına gelince durum daha farklı; salonun bir tarafında Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler, diğer tarafında ise Özgür Özel’in destekçileri yer alıyor.
Rekabette Son Sözü Delegeler Söyleyecek
İlk iki turda genel başkan seçilebilmek için 1368 delegenin en az 684 oyu gerekiyor. Eğer seçim üçüncü tura kalırsa, en çok oyu alan genel başkan seçiliyor. Bu kritik seçimde, delegelerin genel başkan tercihleri, CHP’nin ve Türkiye’nin politik geleceğini şekillendirecek.
Kurultayın Gölgesindeki Polemikler: Fırsatçılık Suçlamaları ve Tansiyon
Kurultay öncesi genel başkan adayı Özgür Özel ile genel merkez arasındaki tansiyon, kurultayın organizasyonundan sorumlu Elazığ milletvekili Gürsel Erol’un fırsatçılık suçlamasına sert yanıt vermesi ile zirve yaptı. Özel, hakir gören bir dilin doğru bir dil olmadığını belirtti.
Türkiye’nin politik arenasında önemli bir yere sahip olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu kritik kurultayı, partinin ve ülkenin geleceği adına büyük bir önem taşıyor. Hem CHP hem de Türkiye adına yeni bir başlangıç mı, yoksa yenilenme mi kazanacak; son sözü delegeler söyleyecek.