Editörün SeçtikleriEkonomi

Euro, ABD’de İstihdam Büyümesindeki Zayıflık ve Fed Kararlarıyla 1,07 Doları Aştı

Euro, ABD'de beklenenden zayıf istihdam büyümesi ve Federal Reserve'in faiz oranlarını sabit tutmasının ardından Eylül ortasından bu yana ilk kez 1,07 doları geçti. Avro Bölgesi'nde ise enflasyon oranları ve ekonomik daralma, ECB'nin faiz politikalarının geleceğini nasıl şekillendireceği üzerinde soru işaretleri bırakıyor.

ABD ve Avrupa’daki merkez bankalarının kararları, son dönemde döviz piyasalarında önemli dalgalanmalara neden oldu. Euro, ABD’de istihdam büyümesinin beklenenden zayıf çıkması ve Federal Reserve’in (Fed) faiz artırımına gitmemesiyle, Eylül ortasından bu yana ilk kez 1,07 dolar sınırını aştı.

1 Kasım’da ABD merkez bankası, politika yapıcıların istihdam piyasasında kademeli bir gevşeme ve enflasyonda bir yavaşlama işaretleri görmesi üzerine, art arda ikinci kez federal fon oranını korudu. Bu durum, Federal Reserve’in faiz artırımlarını bir süre daha erteleyeceği inancını güçlendirdi ve Euro’nun değer kazanmasında etkili oldu.

Avrupa: Enflasyon, Ekonomik Daralma ve ECB’nin Faiz Politikası

Avrupa’da ise, Ekim ayında Avrupa Merkez Bankası (ECB), bir yılı aşkın süredir ilk kez faiz oranlarını değiştirmedi fakat borçlanma maliyetlerini bir süre daha kısıtlayıcı bir seviyede tutma konusundaki kararlılığını yineledi. Avro Bölgesi’nde enflasyon, geçen ay beklenenden fazla bir düşüş yaşayarak %2,9’a geriledi ve böylece ECB’nin %2’lik hedefine yaklaştı. Aynı zamanda, ilk rakamlar Euro Bölgesi Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’nın üçüncü çeyrekte %0,1 oranında beklenmedik bir daralma gösterdiğini ortaya koydu.

Bu durum, özellikle Almanya’da ekonomik daralmanın %0,1 oranında gerçekleştiği belirlendi. Avro Bölgesi ekonomisinin, gelecek dönemde nasıl bir seyir izleyeceği ve ECB’nin faiz politikalarının bu süreçte nasıl bir rol oynayacağı merak konusu.

Bu gelişmeler ışığında, hem ABD hem de Avrupa’daki ekonomik ve finansal politikaların, döviz kurları ve global ekonomi üzerindeki etkileri yakından takip ediliyor. Özellikle, Fed ve ECB’nin faiz kararları, küresel finans piyasalarında nasıl bir reaksiyon yaratacağı ve ekonomik toparlanma süreçlerini nasıl etkileyeceği önemli bir konu haline gelmiş durumda.