Gündem

Kabul edilen Irak ve Suriye tezkeresi hakkında çarpıcı açıklamalar

İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, geçtiğimiz hafta kabul edilen Irak ve Suriye tezkeresi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bölgedeki siyasi ve askeri istikrarsızlığın Türkiye'ye olan etkileri ve uluslararası boyutlarına dair detaylar makalemizde.

İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, geçen hafta Meclis tarafından kabul edilen ve Cumhurbaşkanlığına iki yıllık yetki tanıyan Irak ve Suriye tezkeresi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Kaya, bölgede yıllardır süregelen siyasi ve askeri istikrarsızlığın, Türkiye dahil, bölge ülkeleri ve halklar için ciddi tehditler barındırdığını belirtti.

Milletvekili Kaya, Irak ve Suriye’deki istikrarsızlık sürecinin sadece Türkiye’nin sınır güvenliğini değil, aynı zamanda bölgede ve Türkiye’de yaşayan halkların huzur ve güvenliğini de tehdit ettiğini vurguladı. Özellikle Suriye konusunda son yıllarda durumun daha da karmaşıklaştığını ifade etti.

Dünya Güçleri ve Suriye

Amerika ve Rusya gibi dünya devlerinin Suriye’de askeri bir mevcudiyeti olduğunu belirten Kaya, bu ülkelerin bölgeye kaos getirdiğini ve kendi ulusal çıkarlarını öncelediğini dile getirdi. Ayrıca İran ve Avrupa’nın da Suriye’de yıllardır askeri bulundurduğunu ekledi.

Kaya, birçok ülkenin paramiliter güçlerinin de Suriye ve Irak’ta faal olduğunu, bunun da bölgede huzur ve güvenliği olumsuz etkilediğini belirtti. Gerek Irak gerekse Suriye’de yaşayan halkların demokratik birliktelikle bir arada yaşama iradesini gösterememesinin, bölgedeki istikrarsızlığı derinleştirdiğini ifade etti. Konuşmasında şu ifadeleri kullandı;

Geçen hafta Irak ve Suriye’de cereyan eden hadiseler sebebiyle bir tezkere yüce Meclisimiz tarafından kabul edilerek Cumhurbaşkanlığımıza iki yıllık süreç içerisinde tekrar bir yetki tanınmış oldu. Elbette Irak ve Suriye’de yıllardır devam eden siyasi ve askerî istikrarsızlık bölge ülkeleri kadar bölgede yaşayan halklar için de ciddi tehditler barındırmaktadır.

Bu tehlikeler ülkemiz açısından da zaman zaman güvenlik, zaman zaman insani ihtiyaçların, zaman zaman da sınır ötesi askerî operasyonların sebebi olarak ortaya çıkmıştır. Irak ve Suriye’deki süreçler sadece ülkemizin sınır güvenliğini tehdit etmemekte aynı zamanda Irak ve Suriye’de yaşayan halklar ile Türkiye’de yaşayan ve tüm zenginlikleriyle vatandaşlarımızın güvenliğini ve huzurunu da tehdit etmektedir.

Ayrıca özellikle son yıllarda Suriye meselesi daha da çetrefil durumların uzantısı hâline gelmiştir. Tarihin hiçbir döneminde görülmediği şekilde dünyanın 2 büyük gücü olan Amerika Birleşik Devleti ve Rusya’nın Suriye’de askerî mevcudiyetinin varlığı ortadadır. Bu her 2 gücün de farklı bağlam ve düzeylerde bölgeye istikrar yerine kaos ve kendi ulusal çıkarlarını öncelediği de bir vakıa olarak ortadadır.

Bunlara ek olarak İran ve Avrupa’nın da bu, Suriye’de yıllardır asker bulundurduğu bir başka vakıadır. Ayrıca birçok ülkenin paramiliter güçlerinin de sahada olduğunun farkındayız. Gerek Irak’ta gerekse Suriye’de yaşayan halkların rızaya dayanan bir demokratik birliktelikle bir arada yaşama iradesini ortaya koyamamış olması sebebiyle bölgede yaşayan halkların huzur ve güvenliğinin de kalmadığı bir başka vakıadır.

Bütün bu gerçekler siyasi ve diplomatik temasların yanında 950 kilometre sınırımızın olduğu Suriye sahasında zaman zaman askerî operasyonları da beraberinde getirdiği de bir başka vakıadır. Elbette Suriye’deki bütün halkların barış içinde yaşadığı ve rızaya dayalı bir bütünlükle Suriye’de bir an evvel kalıcı istikrarın sağlanması hepimizin ortak dileğidir.