Merkez Bankası, yarın yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz kararını açıklayacak. Piyasa beklentisi, Merkez Bankası’nın politika faizini %25’ten %30’a yükseltmesi yönünde. Ancak bazı uzmanlar, daha yüksek bir faiz artışının gerekli olduğunu savunuyor.
Faiz Artışları Enflasyonu Durduramadı
Merkez Bankası, son aylarda enflasyonla mücadele etmek için faizleri artırma yoluna gitti. Haziran ayında %6,5, Temmuz ayında %2,5 ve Ağustos ayında %7,5 oranında faiz artışları gerçekleştirdi. Böylece politika faizi %8,5’ten %25’e çıktı.
Ancak bu faiz artışları, enflasyonu düşürmeye yetmedi. Aksine, enflasyon beklentileri de yükselmeye devam etti. Merkez Bankası’nın son anketine göre, 12 ay sonrası enflasyon beklentisi %23,9’dan %24,4’e, 24 ay sonrası enflasyon beklentisi ise %16,2’den %16,6’ya yükseldi.
Enflasyonun yüksek seyretmesinin nedenleri arasında, kur baskısı, enerji fiyatlarındaki artış, talep canlılığı ve maliyet unsurları sayılabilir. Ayrıca, Merkez Bankası’nın geçmişte izlediği gevşek para politikası da enflasyonist beklentileri besledi.
Döviz Kurları Faiz Kararına Nasıl Tepki Verecek?
Döviz kurları da Merkez Bankası’nın faiz kararına hassas bir şekilde tepki verecek. Şu anda dolar/TL kuru 27 liranın üzerinde, euro/TL kuru ise 29 lira bandında seyrediyor.
Geçen ay yapılan PPK toplantısında, Merkez Bankası piyasa beklentilerinin üzerinde bir faiz artışı yapmış ve döviz kurlarında hızlı bir düşüş yaşanmıştı. Ancak bu düşüş kalıcı olmadı ve kurlar yeniden yükselişe geçti.
Bu durumda, Merkez Bankası’nın yarın yapacağı faiz artışının da kurları kalıcı olarak düşürmesi zor görünüyor. Zira enflasyon farkının yüksek olması ve cari açığın genişlemesi gibi makroekonomik riskler devam ediyor.
Bu nedenle, Merkez Bankası’nın sadece faiz artışıyla yetinmemesi, aynı zamanda para politikasının güvenilirliğini ve öngörülebilirliğini artırması gerekiyor. Ayrıca, maliye politikasının da para politikasına destek vermesi ve yapısal reformların hayata geçirilmesi de önem taşıyor.
Yatırımcı Güveni Nasıl Artırılabilir?
Merkez Bankası’nın faiz kararı, yatırımcı güveni açısından da kritik bir öneme sahip. Türkiye, son yıllarda yabancı yatırımcıların ilgisini kaybetti. Ülkeye giren sermaye akımları azaldı, borsa ve tahvil piyasalarında yabancı payı düştü.
Yatırımcıların Türkiye’ye olan güvenini yeniden kazanmak için, Merkez Bankası’nın bağımsızlığını ve kararlılığını göstermesi şart. Bunun için de, faiz kararının rasyonel ve şeffaf bir şekilde alınması ve iletilmesi gerekiyor.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da yatırımcılara güven verici mesajlar vermesi önemli. Erdoğan, son dönemde irrasyonelden vazgeçip rasyonele döndüklerini ve ekonomide işlerin yoluna girdiğini söyledi. Ancak bu sözlerin eyleme dönüşmesi ve somut sonuçlar vermesi gerekiyor.
Türkiye’nin kredi notu, yatırım yapılabilir seviyenin altında ve negatif görünümde. Bu durum, ülkenin borçlanma maliyetlerini artırıyor ve finansal istikrarı tehdit ediyor. Bu nedenle, Türkiye’nin kredi notunu yükseltebilmek için, ekonomik ve siyasi reformlara ihtiyacı var.
Sonuç olarak, Merkez Bankası’nın yarın yapacağı faiz kararı, piyasalar ve yatırımcılar için büyük önem taşıyor. Faiz artışının enflasyonu düşürmeye ve kurları dengelemeye yetip yetmeyeceği, para politikasının güvenilirliği ve tutarlılığı ile ilgili. Ayrıca, faiz kararının yanında, maliye politikasının duruşu ve reform gündemi de yatırımcı güveni için belirleyici olacak.
-
-
-
-
-
-
