Irritabl bağırsak sendromu (IBS), bağırsakların normalden daha hassas veya aktif olduğu bir durumdur. IBS olan kişilerde karın ağrısı, gaz, şişkinlik, ishal veya kabızlık gibi belirtiler görülebilir. IBS’nin kesin nedeni bilinmemektedir, ancak bazı yiyecekler, stres, hormonal değişiklikler veya bağırsak enfeksiyonları tetikleyici olabilir.
Jane (45), uzun yıllardır IBS ile mücadele ediyor. Ancak üç yıl önce kendisine bu teşhis konuldu ve hayatını değiştiren bir diyet planı uygulamaya başladı. Jane’in hikayesini okuyun ve IBS ile yaşamanın nasıl bir şey olduğunu öğrenin.
Çocukluktan beri mide problemleri
Jane, çocukluğundan beri mide ağrısı, ishal ve kabızlık çektiğini söylüyor. Bu sorunlar onun sosyal hayatını da etkiledi. Bir keresinde annesiyle Oslo’da bir tramvay durağında beklerken aniden tuvalete gitmesi gerektiğini hissettiğini anlatıyor. Ancak annesi ona tramvaya yetişmeleri gerektiğini söyledi. Daha sonra çok şiddetli bir karın ağrısı yaşadı. Jane, o gün fazla yemek yemediği halde annesinin acı çektiğini düşündüğünü ancak sebebin bu olmadığını söylüyor.
Jane, yıllarca bu tür ağrı ve rahatsızlıkların normal olduğuna inandığını söylüyor. Ailesinde de benzer sorunlar yaşayanlar vardı. Annesi, büyükannesi, erkek kardeşi ve çocukları da sık sık tuvalete koşuyordu. Jane, bunun onlar için normal olduğunu düşündüğünü söylüyor.
Jane’in mide ağrısı en kötüsüydü. Onu midenin burkulması, yanlardan başlayan, arkaya doğru ilerleyen ve sonra aşağı doğru baskı yapan bir ağrı olarak tanımlıyor. İlk çocuğunu doğurduğunda nihayet ağrıyı nasıl tarif edeceğini anladığını söylüyor: Doğum sırasında baskı hissi veriyordu. Ayrıca midesinde gurultular da oluyordu. Ağrı başladığında tuvalete yakın olması gerektiğini belirtiyor. Bazen ağrı o kadar şiddetli oluyordu ki tuvalette otururken soyunmak zorunda kalıyordu. Bütün elbiseleri daralıyor ve yapış yapış oluyordu, çok terliyordu ve neredeyse boğuluyormuş gibi hissediyordu. Bütün bunlar, tahammül edemediği bazı yiyecekleri yediği zaman oluyordu.
Yiyeceklere tepki veriyor
Jane, kendisinin de tepki verdiği belirli yiyeceklerin olması gerektiğini düşündüğünü söylüyor. 16 yaşında evden taşındığında annesinin süte ve kepekli ekmeğe dayanamadığını hatırladığını anlatıyor. Kepekli ekmek yerine puf böreği yiyerek daha iyi olduğunu fark etti.
21 yaşında ilk çocuğunu doğurduktan sonra mide sorunlarının sebebini araştırmaya karar verdi. Hem gastroskopi hem kolonoskopi yapıldı ve yemek borusu fıtığı tespit edildi. Ancak bu konuda kendisine yardım edecek bir doktor bulamadığını söylüyor.
Kısa süre sonra elma bahçesi olan bir eve taşındı. Bol bol elma yediğini, elma suyu ve elma reçeli yaptığını anlatıyor. Sürekli ishal ve karın ağrısı çektiğini söylüyor. Tepki verdiği şeyin elmalar olabileceğini hiç düşünmediğini, çünkü elmaların sağlıklı olduğunu düşündüğünü söylüyor.
Mide sorunlarıyla ilgili yeniden bir şeyler yapmaya çalışması birkaç yıl aldı. Doktorlar ona ne yediğine dikkat etmesini söyledi ve kendisine düşük glisemik diyetle ilgili kitaplar verdi. Jane, çok kilolu olduğunu ve yemek yapmayı sevdiğini söylüyor.
Üç yıl önce bağırsaklarında keseler olduğu için tekrar kolonoskopi yaptırdı. Onu muayene eden doktor daha fazla lif ve tam tahıl yememesi gerektiğini söyledi. Bana, dışarı atılmalarının nedeninin yiyeceklerin bağırsakta kalması ve orada çürümesi olduğunu anlattı. Bu iltihaplanmaya neden olur ve sonra hastalanırsınız, diye aktarıyor Jane. Ama buna dayanamadığını söyledi. Daha sonra doktor, Jane’in çölyak hastası olup olmadığını sordu. Jane, testler yaptırdığını ve çölyak hastalığı göstermediğini anlattı. Kolonoskopiyi yeni bitirmişlerdi ve doktor bağırdı: Biz de gastroskopi yapıyoruz – vaktin var mı?
IBS teşhisi
Gastroskopide de çölyak hastalığı görülmedi ve doktor, Jane’in rahatsızlığının irritabl bağırsak sendromu olduğunu düşündüğünü belirtti. Jane, Lovisenberg Hastanesi’nde IBS’yi araştıran bir doktorun olduğunu duyduğunu ve oraya sevk edilmek istediğini söylüyor.
Lovisenberg Hastanesi’nde Jane’e FODMAP diyeti adı verilen bir diyet planı verildi. FODMAP, bağırsaklarda sindirilmeden geçen ve gaz üreten bazı karbonhidratları ifade eder. Bu karbonhidratlar arasında fruktoz (meyve şekeri), laktoz (süt şekeri), fruktanlar (buğday, soğan, sarımsak gibi yiyeceklerde bulunan lifler), galakto-oligosakkaritler (baklagillerde bulunan lifler) ve polioller (tatlandırıcılarda bulunan şeker alkolleri) bulunur.
Jane, FODMAP diyetinde bu yiyecekleri altı hafta boyunca kesmesi gerektiğini söylüyor. Daha sonra bu yiyecekleri tek tek geri getirerek hangilerine tepki verdiğini görmesi gerektiğini anlatıyor. Bu süreçte kendisine bir diyetisyen de yardım etti.
Hayatını değiştiren diyet
Jane, FODMAP diyetinin hayatını değiştirdiğini söylüyor. Mide ağrısı, ishal ve kabızlık gibi belirtilerinin büyük ölçüde azaldığını veya tamamen kaybolduğunu belirtiyor. Ayrıca kilo verdiğini ve daha enerjik hissettiğini de ekliyor.
Jane, tepki verdiği yiyecekleri şöyle sıralıyor: Elma, armut, karpuz, kavun, mango, kayısı, erik, şeftali, nektarin, üzüm, incir, hurma, kuru meyveler, bal, agave nektarı, mısır şurubu, pekmez, balzamik sirke, soya sosu, hardal sosu, ketçap, mayonez