Dünya

İran Neden Zengezur Koridoruna Karşı Çıkıyor?

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerilim sebebiyle bütün dünya gözünü 43 kilometrelik Zengezur koridoruna çevirdi. Bu koridor, Azerbaycan’ın ana vatanı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında bir bağlantı sağlayacak ve Türkiye ile Azerbaycan’ın karadan ulaşımını kolaylaştıracak. Birçok ülke taraflara desteğini açıklarken içlerinden en dikkat çekeni İran’dı. Çünkü sadece İran, Azerbaycan’a karşı askeri müdahale tehdidinde bulundu ancak bu süreçte videolar yayınlayarak Azerbaycan’ı tehdit eden, Zengezur koridorunun açılmasını kendi topraklarının işgali kabul edeceğini söyleyen İran kısa sürede geri adım attı. Peki İran bu kadar gözü dönmüş ve kararlıyken hangi gelişmeler bu söylemlerinden vazgeçmesine sebep oldu? Asıl korkusu kendi ülkesinde yaşayan Azerbaycan Türklerinin ayaklanması ve istikrarın bozulması mı? Gelin birlikte bakalım…

İran’ın Türk Korkusu

İran’ın Cengiz rekor korkusunun arka planını daha önce hazırladığımız videoda sizlerle paylaşmıştık. Bugün de neden Ermenistan’a destek verdiğini sonrasında ise neden geri adım attığını konuşacağız. Kendisini İslam Cumhuriyeti olarak tanımlayan İran’ın üçte birinden fazlasını Azerbaycan Türkleri oluşturuyor. Müslüman bir ülkeye karşı Ermenistan’ın yanında olması birçok insanın Neden sorusunu sormasına sebep oluyor.

2020’deki Dağlık Karabağ zaferinden beri Azerbaycan’la İran arasında var olan gerilim daha da arttı. Kafkasya’da jeopolitik statünün değişmesini bölgesel çıkarları için tehlikeli bulan İran, bu konuda tehditkar bir pozisyon takınıyor. Azerbaycan’ın aldığı destekle bölgede elini güçlendirmesi, Karabağ zaferi ve bu zaferi Zengezur koridoruyla taçlandırmak istemesi, İran’ı huzursuz eden sebeplerden biri. Ancak en önemli neden, güçlü bir Azerbaycan’ın Kafkasya’da ve Orta Asya’da güçlü bir Türkiye anlamına gelmesi. Bu kapıda tabii ki Türk birliğine çıkıyor. Çünkü milliyetçilik bölgede yayılmasıyla İran’da yaşayan Türkler harekete geçebilir ve işler İran için daha da karmaşık bir hale gelebilir.

Zengezur koridoru, bir bakıma Turan’a giden yol. İran, bu koridoru bir dış güvenlik sorunu olarak görüyor. Ancak asıl endişesi, kendi iç güvenliği. İran’da yaşayan Türkler, Azerbaycan’ın başarısından ilham alarak, kendi haklarını savunmaya ve özerklik talep etmeye başlayabilir. Bu da İran’ın bölünmesine yol açabilir. İran, bu senaryoyu önlemek için, Azerbaycan’ı baskı altına almak ve Ermenistan’ı desteklemek istiyor.

İran’ın Ermenistan’a Bağımlılığı

İran, Ermenistan’a yakınlaştıran nedenler olduğu gibi, Ermenistan’ı İran’a yakınlaştıran sebepler de var. Bunlardan biri, birinci Dağlık Karabağ savaşından sonra Türkiye’nin Ermenistan’a sınırlarını kapatması ve diplomatik ilişkileri koparması. Coğrafyada müttefiki kalmayan Ermenistan, İran’a mecbur kaldı. Şimdilik İran’la Ermenistan ilişkileri askeri bir ittifaka dönüşmedi. Ama Ermenistan, İran’ın güvenliği için stratejik bir komşu.

Aslında İran-Ermenistan yakınlaşması son birkaç yılda olmadı. Bu ittifakın tohumları Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasından sonra atıldı. Sovyetler Birliği’nin dağılması, Azerbaycan ve Ermenistan arasında bağımsızlıktan sonra çatışmalar başlamasına sebep oldu. Bu çatışmalar, İran’ı pek ilgilendirmemişti. Ta ki Ebulfez Elçibey’e kadar.

Ebulfez Elçibey, Azerbaycan’ın ikinci cumhurbaşkanı. Elçibey’in milliyetçi söylemleri ve birleşik Azerbaycan söylemleri, İran’ı alarma geçirdi. Elçibey, Azerbaycan’ın sınırlarının Hazar Denizi’nden Fars Körfezi’ne kadar uzandığını iddia ediyordu. Bu da İran’ın kuzeyindeki Türk bölgelerini de kapsıyordu. Elçibey ayrıca, Türkiye ile askeri işbirliği yapmak istiyordu. Bu durum, İran’ın hem güvenliğini hem de bölgesel etkisini tehdit ediyordu.

İran, bu tehdidi bertaraf etmek için, Ermenistan’a destek vermeye başladı. Ermenistan’a silah ve mühimmat sağladı. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaşı uzatmak için çaba gösterdi. Böylece Azerbaycan’ın güçlenmesini ve Türkiye ile yakınlaşmasını engellemeye çalıştı.

Bir de İsrail ve Azerbaycan yakınlaşması var tabii. İran, İsrail’in Azerbaycan’a silah satmasına kendi güvenliği için tehlikeli buluyor. İddiaya göre 2016-2020 yılları arasında Azerbaycan’ın ithal ettiği silahların %69’unu İsrail sağladı. Aynı dönemde İsrail’in silah ihracatında ise Azerbaycan’ın payı yüzde 17’ye çıktı. İsrail, Azerbaycan’ın savunma sanayi dışında ekonomik ilişkileri de oldukça güçlü.

İran, Ermenistan sayesinde Karadeniz’e bağlantı kuruyor. Zengezur koridoru ile birlikte bu bağlantının kesileceğinden endişe duyuyor. Çünkü İran, Amerikan ambargosu baskısı yüzünden dünya ticaretinden yeterince pay alamıyor. Kendisini sıkışmış durumda hissediyor ve Karadeniz’e çıkış için Ermenistan’a ihtiyaç duyduğunu düşünüyor.

İran’ın Geri Adım Atması

İran, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerilimde Ermenistan’ı desteklemek için elinden geleni yaptı. Ancak bu tutumu, hem uluslararası hem de iç kamuoyunda tepki çekti. İran, Azerbaycan’ın Zengezur koridorunu açma planına karşı çıkarak, askeri müdahale tehdidinde bulundu. Bu tehdit, Azerbaycan’ın yanında olan Türkiye’nin sert tepkisine neden oldu. Türkiye, İran’ı bölgede istikrarsızlık çıkarmakla suçladı ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü savundu.

İran’ın bu tavrı, kendi ülkesinde yaşayan Azerbaycan Türklerinin de öfkesini çekti. İran’da yaşayan Türkler, Azerbaycan’a destek vermek için sokaklara döküldü. İran güvenlik güçleri, göstericilere müdahale etti ve bazılarını tutukladı. Bu durum, İran’ın iç siyasi krizini derinleştirdi.

İran, bu krizi aşmak için geri adım atmak zorunda kaldı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, Zengezur koridorunun açılmasının Azerbaycan’ın egemenlik hakkı olduğunu söyledi. Hatipzade, İran’ın Azerbaycan ile iyi ilişkiler kurmak istediğini ve bölgede barış ve istikrarı desteklediğini belirtti.

İran’ın bu değişikliği, gerçekten samimi mi yoksa taktiksel bir hamle mi? Bu sorunun cevabını zaman gösterecek. Ancak şu bir gerçek ki, İran, Zengezur koridoruna karşı çıkarak hem kendisini hem de bölgeyi riske attı. Bu koridor, sadece Azerbaycan ve Türkiye için değil, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkeler için de faydalı olacak. Bu koridor sayesinde, Kafkasya’da yeni bir işbirliği ve entegrasyon imkanı doğacak. Bu da bölgenin güvenliği ve refahı için önemli bir adım olacak.