Dünya

Sudan’da İHA Saldırısı: 40 Ölü, 60 Yaralı

Sudan’da ordu ile paramiliter güç Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasında 15 Nisan’da başlayan çatışmalar devam ederken, başkent Hartum’da bulunan bir pazar yerine İHA ile saldırı düzenlendi. Saldırıda en az 40 kişi hayatını kaybetti, 60’tan fazla kişi yaralandı.

Saldırının sorumluluğu henüz üstlenilmedi

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) tarafından yapılan açıklamada, saldırının Pazar günü öğle saatlerinde gerçekleştiği ve çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği veya yaralandığı belirtildi. MSF, saldırı sonrasında Hartum’daki hastanelerine 40 ceset ve 60 yaralı getirildiğini duyurdu.

Yerel kaynaklar, saldırının ordu tarafından gerçekleştirildiğini iddia ederken, taraflar ise saldırıdan birbirlerini sorumlu tuttu. Ordu sözcüsü Orgeneral Amer Mohammed el-Hassan, saldırının RSF’nin bir provokasyonu olduğunu ve orduya karşı halkın desteğini kırmayı amaçladığını öne sürdü.

RSF lideri Orgeneral Mohammed Hamdan Dagalo ise saldırının ordu tarafından yapıldığını ve RSF’nin meşru bir güç olarak tanınmasını engellemek isteyenlerin bir komplosu olduğunu savundu. Dagalo, saldırının arkasında Rusya’nın Wagner grubunun da olduğunu iddia etti.

Sudan’daki çatışmaların nedeni

Ordu ile RSF arasındaki gerilim, 5 Aralık 2022’de sivil hükümete geçişin ve demokratik seçimlerin önünü açması amacıyla imzalanan “çerçeve anlaşmada” RSF’nin tamamen orduya entegre edilmesini içeren reformdan kaynaklanıyor.

Ordunun başındaki Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan isyancılarla savaşmak için kurulan RSF’nin bağımsız bir güç olarak hareket etmesini engellemek amacıyla orduya katılması gerektiğini belirtirken, RSF lideri Orgeneral Mohammed Hamdan Dagalo ise bunun sivil bir yönetimle gerçekleştirilmesi gerektiğini savunuyor.

Binlerce kişinin öldüğü çatışmalar 15 Nisan’da bu yana devam ediyor. Çatışmalar nedeniyle Sudan genelinde insani kriz de derinleşiyor. Özellikle başkent Hartum’da su ve yiyecek bulmak zorlaşıyor. Çatışmaların ortasında kalan Sudanlılar çareyi evlerini terk etmekte buluyor. Binlerce kişi Hartum’u terk etti.

Sudan’ın bölgesel ve küresel önemi

Sudan’ın Afrika’nın üçüncü büyük ülkesi olarak devasa genişlikte olmasının yanı sıra, istikrarsız ve jeopolitik açıdan önemli bir bölgede yer alması da ülkenin kaderine neredeyse varoluşsal bir önem yüklüyor. Sudan’ın Nil Nehri kıyısında yer alması ülkenin kaderine neredeyse varoluşsal bir önem yüklüyor; nehrin aşağısında suya aç Mısır, yukarısında ise nehrin akışını etkileyen iddialı hidro-elektrik planlarıyla karaya kilitlenmiş Etiyopya var.

Sudan, her biri Hartum siyasetiyle iç içe geçmiş güvenlik sorunları olan yedi ülkeyle sınır komşusu. Sudan’ın Batı Darfur bölgesindeki sorunlar kaçınılmaz olarak komşu Çad’a sıçrıyor ve bunun tersi de geçerli. Darbeye eğilimli Çad’dan ve savaşın parçaladığı Orta Afrika Cumhuriyeti’nden gelen silahlar ve savaşçılar, sınırlardan sık sık serbestçe geçiyor. Aynı şeyin kuzeybatıdaki Libya için de geçerli olduğu kanıtlandı. Sudan, Etiyopya’nın kuzeyindeki Tigray bölgesiyle sınır komşusu; burası da başka bir öngörülemeyen komşuyu, izole ve son derece militarize Eritre otokrasisini içeren yorucu bir çatışmadan yeni çıktı. Etiyopya ve Sudan’ın ortak – ve yer yer tartışmalı – sınırının diğer kısımlarında da gerginlikler var. Güneyde, Afrika’nın en uzun ve en kanlı iç savaşlarından birinin ardından 2011’de kuzey komşusundan resmen ayrılan nispeten yeni bir devlet olan Güney Sudan ile komşu. Bu sınırda da istikrarsızlık sürüyor.

Sudan’da farklı grupların çatışmasının bir nedeni de altın ve tarım gibi kısıtlı ekonomik kaynaklara erişimde yaşanan rekabet. Sudan’ın yolsuzluğa bulaştığı düşünülen generalleri bu yüzden hep dışarıdan yardım aramaya yöneldi. Tarım için Körfez ülkeleri yatırıma çağrılırken altın için Rusya’nın Wagner grubundan yardım istendi. Rusya’nın bölgedeki çıkarları çok daha büyük. Rusya çok uzun zamandır Sudan Limanı’nda bir askeri üs kurmak için girişimlerini sürdürüyor. Rusya 2021’de darbeyle göreve gelen askeri cuntayla bu konuda anlaşmaya çok yaklaşmıştı.

Çok sayıda ülkenin Sudan’daki olaylar üzerinde etkili olmaya çalışması şaşırtıcı değil. Sudan’da ordu ile RSF arasındaki çatışmaların geniş kapsamlı bir iç savaşa dönüşmesinden endişeleniliyor. Bazı hükümetler ülkenin demokrasiye geçişinde yardımcı olmak istersen bazı ülkeler ise başka bir güçlü lider altında ülkenin yönetilmesini istiyor.