Dünya

Kuzey Denizi’nde Petrol ve Gaz Endüstrisi Gelişiyor

Kuzey Denizi, Avrupa’nın en önemli petrol ve gaz kaynaklarından biridir. Ancak son yıllarda bölge, düşük fiyatlar, yüksek maliyetler, azalan rezervler ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek zorunda kaldı. Bu zorluklara rağmen, bölgedeki iki ana oyuncu olan Norveç ve Birleşik Krallık, yatırımlarını artırarak, keşif faaliyetlerini canlandırarak ve üretimlerini optimize ederek endüstriyi yeniden canlandırmak için çaba gösteriyor.

Norveç’te Rekor Yatırım

Norveç’in petrol ve gaz endüstrisine yapılan yatırımların 2023’te yaklaşık 225 milyar NOK (21 milyar $) gibi rekor bir seviyeye ulaşması bekleniyor. Bu, son yıllarda ülkenin geçici vergi rejiminin etkisiyle birkaç önemli projenin onaylanmasının ardından geldi. Norveç kıta sahanlığında harcamaları teşvik etmek için uygulamaya konuldu.

“Bu yıl etkileyici bir büyüme oranıyla, Norveç petrol ve gaz endüstrisindeki toplam yatırımların, toplam yatırımların yaklaşık 205 milyar NOK’a (19 milyar $) ulaştığı 2013 yılında belirlenen rekoru aşması bekleniyor. 2023 yılında yatırımların tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşması bekleniyor ve yatırımlardaki bu önemli artış, Norveç’teki petrol ve gaz sektöründe yeni bir dönüm noktasına işaret edecek,” diye doğruluyor Rystad Energy Upstream Başkan Yardımcısı Emil Varre Sandoy.

Yatırımlardaki bu artış, sektördeki birkaç zayıf yılın ardından olumlu bir gelişmedir ve özellikle petrol sahası hizmet sektörü tarafından memnuniyetle karşılanacaktır. Sektöre yapılan bu yatırım, alternatif enerji kaynaklarına kademeli bir geçiş sürecinde olan hizmet sektörünün güçlü kalması açısından büyük önem taşıyor.

Birleşik Krallık’ta Keşif Başarısı

Birleşik Krallık’ta ise keşif faaliyetleri son dönemde canlanma gösterdi. 2021’de bölgede 10 yeni keşif kuyusu açıldı ve bunların sekizi başarıyla hidrokarbon buldu. Bu kuyuların toplam kaynak potansiyeli yaklaşık 900 milyon varil olarak tahmin ediliyor. Bu da son beş yılın en iyi performansını gösteriyor.

Bunun yanında, Birleşik Krallık hükümeti de Kuzey Denizi endüstrisini desteklemek için yeni bir strateji açıkladı. Bu strateji, bölgedeki emisyonları azaltmak, üretimi sürdürmek ve yenilenebilir enerjiye geçişi kolaylaştırmak için bir yol haritası sunuyor. Strateji, petrol ve gaz şirketlerinin net sıfır hedefine ulaşmak için yatırım yapmalarını ve karbon yakalama ve depolama (CCS) ve hidrojen projelerine katılmalarını şart koşuyor.

Üretimdeki Artış

Kuzey Denizi’nden gelen petrol ve gaz üretimi de son yıllarda artış gösterdi. 2020 yılında, bölgeden gelen günlük ortalama petrol eşdeğeri üretimi 3,9 milyon varil olarak gerçekleşti. Bu, 2014 yılında görülen 3,1 milyon varil seviyesinden %26’lık bir artış anlamına geliyor.

Üretimdeki bu artışın arkasında, yeni sahaların devreye alınması, mevcut sahaların iyileştirilmesi ve operasyonel verimliliğin artırılması gibi faktörler yatıyor. Örneğin, Norveç’te 2019 yılında devreye alınan Johan Sverdrup sahası, günlük 500 bin varil üretim kapasitesine sahip. Birleşik Krallık’ta ise 2020 yılında devreye alınan Culzean sahası, ülkenin gaz talebinin %5’ini karşılayabilecek potansiyele sahip.

Avrupa’ya ve Dünyaya Fayda

Kuzey Denizi’nden gelen petrol ve gaz üretimi, aynı zamanda Avrupa’ya ve enerji dönüşümünde yol alan dünyanın geri kalanına da vazgeçilmez kaynaklar sağlıyor. Bölgeden gelen katı petrol ve gaz üretimi, dünyanın en düşük CO2 ayak izlerinden biriyle üretiliyor. Bu da iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynuyor.

Ayrıca, bölgeden gelen gaz üretimi, Avrupa’nın Rus hidrokarbonlarına bağımlılığını azaltmaya da yardımcı oluyor. Özellikle Norveç, Avrupa Birliği’nin (AB) en büyük doğal gaz tedarikçisi konumunda. Norveç’in gaz ihracatının %95’i AB ülkelerine gidiyor. Bu da AB’nin enerji güvenliği açısından büyük bir avantaj sağlıyor.

Sonuç

Kuzey Denizi’nde petrol ve gaz endüstrisi, Norveç ve Birleşik Krallık’ın zorlukların üstesinden gelmesiyle artan üretim ve yatırımlarla gelişiyor. Bölge, Avrupa’ya ve enerji dönüşümünde yol alan dünyaya vazgeçilmez kaynaklar sağlıyor. Kuzey Denizi endüstrisi, hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli bir rol oynamaya devam edecek gibi görünüyor.