Gündem

Adalet Bakanlığı’ndan Ülke Başsavcılığı Önerisi

Adalet Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ülke Başsavcılığı olarak değiştirilmesi önerisini kamuoyuyla paylaştı. Bu öneri, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca tarafından da desteklenmişti. Akarca, sınır ötesi suçlarla, organize ve terör suçlarıyla mücadelede etkili olabilmek için böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu savunmuştu.

Ancak bu öneri, hukuk çevrelerinde tartışmalara neden oldu. Bazı hukukçular, bu önerinin anayasaya aykırı olduğunu, yargının bağımsızlığına zarar vereceğini ve gereksiz olduğunu ileri sürdü. Bu makalede, bu önerinin nedenleri, yararları ve sakıncalarını inceleyeceğiz.

Ülke Başsavcılığı Nedir?

Ülke Başsavcılığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yerine getirilmesi planlanan bir kurumdur. Bu kurumun görevi, sınır ötesi suçlarla, organize ve terör suçlarıyla ilgili soruşturma ve kovuşturma yapmaktır. Bu kurumun başında bulunan ülke Başsavcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın yetkilerine sahip olacaktır.

Bu önerinin arkasındaki temel gerekçe, bu tür suçlarla mücadelede daha etkili ve hızlı olabilmektir. Yargıtay Başkanı Akarca, bu konuda şunları söylemişti:

“Sınır ötesi suçlarla organize ve terör suçlarıyla mücadelede etkili olabilmek bakımından böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var.”

Ülke Başsavcılığı Önerisinin Avantajları Nelerdir?

Ülke Başsavcılığı önerisinin savunucuları, bu önerinin bazı avantajları olduğunu iddia ediyorlar. Bunlar şunlardır:

  • Bu öneri, sınır ötesi suçlarla, organize ve terör suçlarıyla ilgili soruşturma ve kovuşturma süreçlerini hızlandıracaktır. Bu sayede, bu tür suçların önlenmesi ve cezalandırılması daha kolay olacaktır.
  • Bu öneri, bu tür suçlarla ilgilenen savcılara daha fazla yetki ve imkan sağlayacaktır. Bu sayede, savcılar daha etkin bir şekilde çalışabileceklerdir.
  • Bu öneri, bu tür suçlarla ilgili uluslararası işbirliğini artıracaktır. Bu sayede, Türkiye’nin uluslararası alanda itibarı ve güvenilirliği artacaktır.

Ülke Başsavcılığı Önerisinin Dezavantajları Nelerdir?

Ülke Başsavcılığı önerisinin karşıtları, bu önerinin birçok dezavantajı olduğunu belirtiyorlar. Bunlar şunlardır:

  • Bu öneri, anayasaya aykırıdır. Anayasanın 37. maddesi, tabi hakim ilkesini düzenlemektedir. Bu ilkeye göre, bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarmak sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağan kurulamaz. Bu ilke, yargının içerisinde Cumhuriyet başsavcılarının faaliyetlerini de kapsar. Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ülke Başsavcılığı olarak değiştirilmesi, bu ilkeye aykırı olacaktır.
  • Bu öneri, yargının bağımsızlığına zarar verecektir. Ülke Başsavcılığı, sadece sınır ötesi suçlarla, organize ve terör suçlarıyla ilgili değil, aynı zamanda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görevleri olan hakim ve savcıların atama, disiplin ve soruşturma işlemleriyle de ilgilenecektir. Bu durumda, ülke Başsavcısı’nın siyasi baskı altında kalması ve yargıya müdahale etmesi riski artacaktır.
  • Bu öneri, gereksizdir. Zaten mevcut Cumhuriyet başsavcılıkları ve cumhuriyet savcılıkları, sınır ötesi suçlarla, organize ve terör suçlarıyla ilgili soruşturma ve kovuşturma yapabilmektedir. Bu konularda daha etkili olmak için ülke Başsavcılığı gibi ayrı bir kuruma ihtiyaç yoktur. Aksine, mevcut kurumların işleyişini iyileştirmek ve kaynaklarını artırmak gerekir.

Sonuç

Adalet Bakanlığı’nın ülke Başsavcılığı önerisi, hukuk çevrelerinde tartışmalara neden olan bir konudur. Bu önerinin nedenleri, yararları ve sakıncaları hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Bu önerinin hayata geçirilip geçirilmeyeceği ise zaman gösterecektir.