Türkiye ekonomisi son yıllarda ciddi bir krizle karşı karşıya. Enflasyon, işsizlik, döviz kuru, cari açık, borçluluk gibi pek çok gösterge alarm veriyor. Peki bu krizin çıkış yolu var mı? Türkiye’nin ekonomik geleceği hakkında neler söylenebilir? Bu sorulara cevap arayan iki önemli isim var: Mehmet Şimşek ve Daron Acemoğlu.
Mehmet Şimşek: 2026’da İyileşme Bekliyoruz
Mehmet Şimşek, Bloomberg TV’ye verdiği bir röportajda Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Şimşek, Türkiye’nin yaşadığı krizin temel nedeninin “makroekonomik dengesizlikler” olduğunu söyledi. Bu dengesizlikleri şöyle sıraladı:
- Yüksek cari açık
- Yüksek enflasyon
- Yüksek borçluluk
- Düşük tasarruf
- Düşük yatırım
- Düşük büyüme
Şimşek, bu dengesizliklerin giderilmesi için “kapsamlı bir reform paketi” gerektiğini vurguladı. Bu reform paketinin içinde şunların olması gerektiğini belirtti:
- Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ve güvenilirliği
- Mali disiplin ve bütçe dengesi
- Yapısal reformlar (eğitim, sağlık, adalet, vergi, sosyal güvenlik vb.)
- Kurumsal kalite ve şeffaflık
- Demokrasi ve hukukun üstünlüğü
Şimşek, bu reformların yapılması halinde Türkiye’nin potansiyel büyüme oranının artacağını, enflasyonun düşeceğini, faizin gerileyeceğini, cari açığın azalacağını, borçluluğun azalacağını, tasarrufun artacağını, yatırımın artacağını ve büyümenin artacağını söyledi.
Şimşek, bu reformların yapılması için siyasi irade ve toplumsal mutabakat gerektiğini de ifade etti. Ancak bunun kolay olmadığını da kabul etti. Şimşek, “Bu reformlar acılıdır. Ama acısız çözüm yoktur.” dedi.
Şimşek, bu reformların yapılması durumunda Türkiye ekonomisinin ne zaman iyileşeceği sorusuna ise şöyle cevap verdi:
“2026’yı işaret ediyorum. 2026’da böyle biraz daha iyi hissedeceğiz. Ama bu düzelmenin belki de 2030 yılına kadar sürebileceği bir süreç.”
Daron Acemoğlu: Türkiye’nin Zor Günler Yaşayacağı Kesin
Daron Acemoğlu, Türk asıllı Amerikalı iktisatçı ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) profesörü. Dünyanın en etkili iktisatçıları arasında gösterilen Acemoğlu, özellikle kurumsal iktisat, ekonomik büyüme, siyasi ekonomi, gelişme ekonomisi gibi alanlarda yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Acemoğlu, geçtiğimiz günlerde Habertürk’e verdiği bir röportajda Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Acemoğlu, Türkiye’nin yaşadığı krizin temel nedeninin “kurumsal bozulma” olduğunu söyledi. Bu bozulmayı şöyle açıkladı:
- Merkez Bankası’nın bağımsızlığının ve güvenilirliğinin kaybolması
- Hukukun üstünlüğünün ve yargının bağımsızlığının zayıflaması
- Demokrasinin ve medyanın baskı altına alınması
- Yolsuzluk ve kayırmacılığın artması
- Bilim ve eğitimin gerilemesi
Acemoğlu, bu bozulmanın giderilmesi için “radikal bir değişim” gerektiğini vurguladı. Bu değişimin içinde şunların olması gerektiğini belirtti:
- Merkez Bankası’nın bağımsızlığının ve güvenilirliğinin yeniden tesis edilmesi
- Hukukun üstünlüğünün ve yargının bağımsızlığının yeniden sağlanması
- Demokrasinin ve medyanın özgürlüğünün yeniden güvence altına alınması
- Yolsuzluk ve kayırmacılığın önlenmesi
- Bilim ve eğitimin desteklenmesi
Acemoğlu, bu değişimin yapılması için siyasi irade ve toplumsal talep gerektiğini de ifade etti. Ancak bunun zor olduğunu da kabul etti. Acemoğlu, “Bu değişim için çok büyük bir siyasi mücadele gerekiyor. Ama bu mücadele şu anda yok.” dedi.
Acemoğlu, bu değişimin yapılmaması durumunda Türkiye ekonomisinin ne olacağı sorusuna ise şöyle cevap verdi:
“Türkiye’nin zor günler yaşayacağı kesin. Bu öyle bir reçete ki, daha acı reçete uygulanması gerekiyor ki, şu anki günlerimizi kat ve kat arayabileceğimiz. Çünkü iş artık çığırından çıkıyor, çıkmış. Artık bunun düzelebilmesi için çok ciddi anlamda bir sıkıntı yaşanması gerekiyor.”
Sonuç
Türkiye ekonomisi hakkında Mehmet Şimşek ve Daron Acemoğlu’nun yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin yaşadığı krizin ciddiyetini ve çözümünün zorluğunu gösteriyor. Her iki iktisatçı da Türkiye’nin kapsamlı bir reform paketi uygulaması gerektiği konusunda hemfikir. Ancak bu reformların yapılabilmesi için siyasi irade ve toplumsal mutabakat şart. Aksi takdirde Türkiye’nin daha kötü günlerle karşılaşacağı uyarısında bulunuyorlar.