Türkiye’nin önde gelen yerbilimcilerinden Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’de deprem beklediği iki bölgeyi açıkladı. Görür, Doğu Anadolu Fayı’nın Erzincan-Bingöl-Karlıova arasında kalan kesiminde ve Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi’nde kırılma riski olduğunu belirtti.
Doğu Anadolu Fayı’nda 7’nin Üzerinde Deprem Bekleniyor
Görür, Doğu Anadolu Fayı’nın (DAF) 1939-1999 yılları arasında pek çok büyük deprem üreterek Marmara’nın kapısına dayandığını söyledi. Bu fayın bu kadar deprem ürettiğine göre minimum 6-8’den 7’nin üzerinde enerjisinin büyük bir kısmını boşalttığını ifade etti.
Görür, DAF’nın ana düzleminin artık 200-250 sene deprem üretmeyeceğini ancak iki yer hariç olduğunu vurguladı. Bunlardan birinin beklediği Marmara Denizi’nde, diğerinin ise korktuğu Erzincan-Bingöl-Karlıova arasında olduğunu kaydetti.
Görür, bu kesimde en son depremin 1790’larda olmuş olduğunu ve en az 7 ve üzeri deprem beklediğini dile getirdi. Bu son Güneydoğu depremleri ve Maraş depremlerinin buraya da belli ölçüde stres transferi ettiğini belirterek, bu bölgede dikkatli olunması gerektiğini söyledi.
Kuzey Anadolu Fayı’nda Marmara Denizi Alarm Veriyor
Görür, Kuzey Anadolu Fayı’nın (KAF) ana payının ana düzleminin ise artık 200-250 sene deprem üretmeyecek iki yer hariç olduğunu tekrarladı. Bunlardan birinin beklediği Marmara Denizi’nde olduğunu hatırlattı.
Görür, Marmara Denizi’nde KAF’nın Kumburgaz segmentinin alarm verdiğini söyledi. Bu segmentin 1766 yılından beri kırılmadığını ve yaklaşık 250 yıl boyunca enerji biriktirdiğini anlattı.
Görür, bu segmentin kırılması durumunda 7-7.5 büyüklüğünde bir deprem olabileceğini ve İstanbul’un büyük zarar görebileceğini ifade etti. Bu nedenle Marmara Denizi’nde depreme hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.
Deprem Dirençli Yerleşim Alanları Çalışması Şart
Görür, Türkiye’de deprem beklediği iki bölge için deprem dirençli yerleşim alanları çalışmasının yapılması gerektiğini söyledi. Bu çalışmanın belki de Bingöl’den başlaması gerektiğini önerdi.
Görür, deprem dirençli yerleşim alanları çalışmasının, deprem riski taşıyan binaların tespiti, güçlendirilmesi veya yıkılması, yeni binaların deprem yönetmeliklerine uygun olarak yapılması, deprem sigortasının yaygınlaştırılması, deprem eğitimi ve tatbikatlarının artırılması gibi konuları kapsaması gerektiğini belirtti.
Görür, Türkiye’nin deprem kuşağı üzerinde olduğunu ve depremlerin kaçınılmaz olduğunu ancak zararlarının azaltılabileceğini söyledi. Deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda bilinçli olunması gerektiğini hatırlattı.