Türkiye’de son yerel seçimlerde muhalefet partileri, büyükşehir belediyelerinin çoğunu kazandı. Ancak bu belediyelerin çalışmasını iktidar partisi AKP’nin engellediği iddia ediliyor.
Bazı muhalefet belediyelerinin proje onaylarının verilmediği, bütçelerinin kesildiği, dışarıdan buldukları kredilerin alınmasına izin verilmediği ve hatta bazı belediye başkanlarının görevden alındığı veya yargılandığı biliniyor.
Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019 yılında seçildikten sonra iki kez seçim tekrarı yaşadı. Sonunda mazbatasını aldığında ise belediyenin borç batağında olduğunu ve kaynak bulmakta zorlandığını söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, kentteki ulaşım sorununu çözmek için Fransa’dan 80 milyon euro kredi bulduğunu ancak bunun Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından onaylanmadığını açıkladı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da, belediyeye ait olan ancak AKP döneminde başka kurumlara devredilen arazileri geri almak için mücadele ettiğini belirtti.
Bu engellemeler karşısında muhalefet belediyeleri, halka hizmet götürmekte zorlanıyor. Bu da seçmenin memnuniyetsizliğine yol açıyor.
Seçmen Ne Düşünüyor?
Muhalefet belediyelerine oy vermiş olan bazı seçmenler, hizmet alamadıkları için pişmanlık duyduklarını ifade ediyor. Bazıları ise iktidar partisine oy vermeyi düşündüklerini söylüyor.
Geçenlerde İmamoğlu’na oy vermiş bir arkadaşım dedi ki: “Çalıştırmıyorlar sonuçta. İktidar belediyeleri engellemenin yolunu buldu. Proje onaylamıyor, bütçe vermiyor, kredi almasına izin vermiyor. Hizmet alamayacaksak ne anlamı var belediyeye oy vermenin? Burada hiçbir şey görmüyoruz.”
Bu son derece tehlikeli bir durum. Çünkü iktidar, seçmeni korkutarak ve baskı yaparak oy vermeye zorluyor. “Bana oy verirsen belediyeden hizmet alırsın, vermezsen olmazsın” diyor. Bu demokratik bir seçim değil, şantajdır.
Demokrasi İttifakının Geleceği Ne Olacak?
Muhalefet belediyelerinin kazanmasında önemli bir rol oynayan Demokrasi İttifakı’nın geleceği de belirsiz. Bu ittifak, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve HDP’nin oluşturduğu bir seçim işbirliğidir.
Bu partilerin ortak bir ideoloji veya programı yoktur. Sadece iktidara karşı bir alternatif oluşturmak için bir araya gelmişlerdir. Ancak bu ittifakın içindeki çatlaklar da görülmeye başlanmıştır.
Özellikle HDP’nin bu ittifakın içinde yer alması, bazı muhalefet partileri ve seçmenleri tarafından eleştirilmektedir. HDP, terör örgütü PKK ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle iktidar tarafından hedef alınmakta ve kapatılma davası ile karşı karşıya kalmaktadır.
HDP’nin desteği sayesinde İstanbul gibi büyükşehirleri kazanan muhalefet belediyeleri, bu desteği tekrar bulabilecek mi? Bu çok şüpheli. Çünkü HDP seçmeni, muhalefet partilerinin kendilerine yeterince sahip çıkmadığını ve Kürt sorununa çözüm üretmediğini düşünmektedir.
Bu nedenle, Demokrasi İttifakı’nın bir sonraki seçimde aynı başarıyı tekrarlayabilmesi için daha samimi, tutarlı ve kapsayıcı olması gerekmektedir.
Muhalefet Belediyelerindeki İşçi Sorunları
Muhalefet belediyelerinin karşılaştığı bir başka sorun da işçi sorunlarıdır. Belediyelerde çalışan işçiler, insanca yaşam düzeyinde bir ücret artışı beklemektedirler. Ancak muhalefet belediyeleri, bütçe sıkıntısı nedeniyle bu talebi karşılayamamaktadır.
İşçilerin sendikalarla yaptıkları görüşmelerde, sendikalar işçi için en iyisini talep etmektedir. Ancak belediyelerin çoğu bunu verebilecek durumda değildir. Bu da işçiler ile belediyeler arasında gerilime neden olmaktadır.
Örneğin, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan işçiler, 2020 yılında yüzde 4 zam aldıklarını ancak enflasyonun yüzde 14 olduğunu belirterek eylem yaptılar. Belediye ise bütçe imkanlarının sınırlı olduğunu ve daha fazla zam veremeyeceğini açıkladı.
Bu durumda işçiler, iktidar belediyelerinde çalışan işçilere göre daha mağdur olduklarını düşünmektedirler. Bu da onların ve ailelerinin oy tercihini etkileyebilir.
Sonuç
Muhalefet belediyeleri, Türkiye’de demokrasinin umudu olarak görülmektedir. Ancak bu belediyelerin çalışmasını engelleyen iktidar partisi, seçmenin iradesine saygısızlık etmektedir.
Muhalefet belediyelerinin halka hizmet götürebilmesi için iktidar partisi ile işbirliği yapması gerekmektedir. Aksi takdirde seçmen memnuniyetsizliği artacak ve demokrasi ittifakı zayıflayacaktır.