Sağlık

Uzman isim uyardı! Deprem sonrasında stres bozukluğu yaşayabilirsiniz!

Deprem sonrasında psikolojik açıda zorlayıcı bir süreç yaşanabilir. Hem depremi yaşayanlar da hem de ekran başından gelişmeleri takip edenlerde bu süreç içerisinde yıpranma görülebiliyor. Uzmanlar deprem sonrasında ortaya çıkan stres bozukluğuna karşı hangi önlemlerin alınabileceğini açıkladılar.

Stres hem işimizin aksamasına hem de sağlığımızın bozulmasına neden olabiliyor. Stresi yönetmek ise kimi durumlarda daha zor bir durum oluyor. Deprem sonrasında pek çok kimse de stres bozukluğu meydana gelebiliyor. Depremin ruh sağlığını oldukça etkilediğini söyleyen Dr. Ahsen Büyükavşar, konuya dair tavsiyelerini paylaştı.

DEPREM SONRASINDA BUNLAR GÖRÜLEBİLİR

Dr. Ahsen Büyükavşar, şu sözleri kullandı; depremin üzerinden bir haftadan çok bir zaman geçmiş olmasına rağmen tedirginliklerimiz dürüyor olabilir. Bu süreçte, aşırı korku, şok, duyguları hissedememe, tepkisizlik ve ağlayamama, yaşananlarla alakalı rüyalar, gündüz hayalleri ve olayı yeniden yaşıyormuş benzeri hisler olabilir. Aynı zamanda aşırı gergin, depremin olduğu eve girememe, insanlardan uzaklaşma, olayla iliği konuşma yapmak istemeyebilirsiniz. Uykusuzluk, nefes almada zorluk, çarpıntı, sinirlilik, çabuk öfkelenme, aşırı irkilme, gelecekle ilgili kaygılar, yakınların vefat etmesinden dolayı suçluluk benzeri duygular yaşayabilirsiniz. Deprem akut döneminde korku, endişe meydana getiri. Uzun zaman da ise travma sonrası stres bozukluğuna götürebilir.

UZMANA BAŞVURUN

Depremi yaşamış herkeste bu belirtilerin görülmesinin mümkün olduğunu söyleyen Büyükavşar, zaman içerisinde bu belirtilerin azalmadığı taktirde ise bölgede yardımcı olacak ruh sağılığı uzmanına başvuru yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.

AİLELERE ÇOCUKLAR İÇİN TAVSİYELER

Büyükavşar, deprem sonrasında çocukların aşırı bir korku ve çaresizlik hissinde olabileceğini açıkladı. Çocukları yaşadıklarını anlatma konusunda cesaretlendirmeyi ve korku, kızgınlık duygularını açıkça belli etmelerini, ağlamalarını önlememelerini, yenileyen sorulara cevap vermelerini de aileler için tavsiye etti. Aynı zamanda şu sözleri dile getirdi; çocuklara bunun bir hastalık olmadığını, yaşadıklarının gayet normal olduğunu anlatın. Çocukların en