Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk önemli formasyon açıklaması

“Öğretmenle ilgili tahrif edilmiş bir alanı yeniden tarif etme ihtiyacımız var.” diyen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “‘Öğretmen nedir’ sorusunu sorduğumuzda o kadar çok hazır cevap var ki… Aslında bir çocuğun bilmeme haliyle oturup meseleyi yeniden tefekkür etme ihtiyacımız var. Temel kavramlarımızı yeniden sorgulamaya, yeniden anlamaya ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.

İLERLETMEK ZORUNDAYIZ

Bakan Selçuk, “Belki KPSS sınavı dururken kalite ile ilgili ne konuşabiliriz ya da formasyonla ilgili bu anlayış devam ederse kalite ile ilgili ne konuşabiliriz diye sormak lazım. Öğretmen ihtiyacının organik olarak belirli bir düzen içerisinde sürdürülmesini konuşmak lazım. Bütün bunlar bize şunu gösteriyor, hep birlikte işin bir tarafından tutup ilerletmek zorundayız ama bunun için bir amaç, hayal ve ideal birlikteliği gerekiyor.” dedi.

ÖĞRETMENLERİ YAKINDAN İLGİLENDİREN FORMASYON AÇIKLAMASI

Formasyon hakkında açıklama yapan Bakan Selçuk şöyle konuştu:

Anlatmaya çalıştığımız bu ekosistemin bütünselliğini tasavvur etmek. Milli Eğitim Bakanlığı olarak formasyonun kaldırılması konusunda yıl başına kadar gerçekleştirmeye gayret ettiğimiz süreç, aslında tam da bunu ifade ediyor. Her dileyene, her isteyene pedagojik formasyon vermekle sağlıklı bir yol almamız mümkün değil.

Formasyonun da yeniden tanımlanması lazım. Pedagojik formasyon, içeriği ve yaklaşımı, Milli Eğitim Bakanlığının ihtiyaçları açısından bugün için çok işlevsel görünmüyor. Bunun yeniden çerçevelenip, öğretmenlik hakkı kazanan gençlerimize ücretsiz olarak verilmesi lazım. Bunun da alt yapısını kurduk. Bunu tabii ki üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla yapacağız.

Bu şekilde devam ettiğinde okulla eğitim fakültesi arasındaki bağlantı da giderek zayıflıyor. Okulu Profili Değerlendirme adı altında bir okulun tüm parametrelerini birlikte bir yapay zeka sistematiği içinde ele alan, eğitim fakültelerinden de bu sistematiği dikkate almalarını bekleyen bir altyapı kurduk. Pilotu devam ediyor, bitmek üzere. Sadece bu yeter mi, tabii ki yetmez. Öğretmenlerimizin sürekli, sürdürülebilir ve yerinde eğitim almaları gerekiyor. Hizmet öncesi ya da hizmet içi eğitim dediğimizde sadece yılda 2-3 gün bir çalışmayla bunu yönetmek çok mümkün değil. Hizmet öncesinde de bugünkü sistematik içerisinde mümkün değil. Çünkü fiili olarak baktığımızda eğitim fakültelerindeki derslerin belki yüzde 5’i bile uygulamalı ders değil. Ama en son kapatılan öğretmen okullarında uygulamalı ders oranı yüzde 50’ye yakındı. Teorik, pratik ayrımı da olmayan bir bütünsellik içindeydi.”

Yükseköğretim Kurulu ile birlikte yeni nesil bir eğitim fakültesini, belki eskimeyen demek lazım, yani Türkiye’nin öğretmen yetiştirme geleneğini dikkate alan ve bu gelenek doğrultusunda bir eğitim fakültesi, bir öğretmen yetiştirme kurumu modelleme çalışmasına birlikte bir başlangıç yapmış durumdayız. Yıl başından önce bununla ilgili bir içerik ve yaklaşımı da ilan etmiş olacağız.

Sürekli dönüşen, değişen ve zamanın ruhunu içselleştiren bir anlayışla bir öğretmen yetiştirme sistemine gereksinim duyuyoruz. Bütün öğretmen adayları sınavlara girip de sınavları kazandıktan sonra okullarımıza geldiklerinde karşılaştıkları durumu, tabloyu anlamaya çalışıyoruz ve nasıl bir sıkıntı ya da problem var, bunları çözümlemeye çalışıyoruz

Exit mobile version