Kılıçdaroğlu: Damat İşsizlik, Yoksulluk Nedir Bilir Mi? Tam Kibir Abidesi

Kılıçdaroğlu, terör örgütüyle CHP’yi bağdaştıran Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’lilere “Biz ağır ifadeler kullanmıyoruz.

İftiralar atmanın gereği yok. Ağır ifadeler, suçlamalar tek taraflı geliyor. Alınmıyoruz. Hiçbir suçlamayı hak etmedik.

Önce hal esnafını, sonra pazarcıları, esnafın kendilerine oy vermeyenleri, CHP, İYİ Parti’yi terörist ilan ettiler” dedi.

Kılıçdaroğlu, YSK’nın CHP adaylarını onayladığını söyleyerek, “Partideki adayların tamamı CHP’li. CHP’de kayıtlı, savcılıkta, Yargıtay’da kayıtlı.

Hepsinin dosyası var. Aday olmadan önce iyi hal kağıdı alıyorlar. Diplomalarını getiriyorlar. YSK seçime girmelerine engel yoktur diye onay veriyor” ifadelerini kullandı.

“VATANDAŞIN GÜNDEMİ İŞSİZLİK”

CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Bir tane PKK’lı varsa hükümet sensin. Tutukla kardeşim. Savcıya sor, sen nasıl PKK’lıyı belediye meclisi üyesi yaparsın diye. Kem söz sahibine aittir. İspat etsinler. Halk bunları ciddiye almıyor.  Millet bu tür palavralara inanmıyor. Milletin gündemi başka. Patlıcanı taneyle almaya başladılar.  Varlık kuyruğu diyor. Milletin aklıyla dalga geçiyorlar. Vatandaşın gündemi işsizlik, yoksulluk, babanın çocuğuna karçlık verememesi, ekonomideki kırılmalar, liranın değer kaybetmesi…” dedi.

Kılıçdaroğlu, “Rantiye sınıfı ve saraydan beslenenler hariç hiç kimse hayatından memnun değil.

Çiftçi, işçi memnun değil. Asgari ücretin altında 2 milyon 300 bin kişi ücret alıyor. TBMM tarihinde bir işsiz gelip kendini yakmadı. Bunların döneminde geldi kendini yaktı.

17 yılın sonunda Türkiye’de işsizlik 8 milyona yaklaşıyorsa, işsizler kendisini yakıyorsa, köylü traktörüyle yüksek faizler, borçlar nedeniyle kendisini yakmak istiyorsa…

Türkiye’nin geldiği nokta budur. Sorunu çözecekleri yerde CHP’yi yönetiyorlar. Ülkeyi tek başına yönetiyorlar. 17 yıldır istediğiniz kanunu, kararnameyi çıkartıyorsunuz. Neden 17 yılın sonunda insanlar soğan kuyruğuna muhtaç oldu. İnsanlar üstüne düşeni yaptı.

Oy verdi, vergi yaptı. Fabrikaları özelleştirdi, borç aldı. Çok sayıda ülkenin nüfusundan fazla işssiz sayısı var. Çözüm üreteceklerine bizi suçluyorlar. Her ülke, her aile planlama yapar.

Devasa Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınma planı yok. Bunlar da 17 yıldır yönetiyor. Tüm gerçekler dururken onların hedefinde CHP, İYİ Parti, SP, HDP var, diğer partiler var” şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, hükümete yakın gazetelerde çıkan 19 CHP’li meclis üyesi adayının PKK ile ilişkisi olduğu iddialarına şöyle yanıt verdi;

“19 kişi doğrudan bağlantılıysa onlara seçilme hakkını veren savcıyı savcılıktan atsınlar.

YSK’yı lağvetsinler. Onların elinde. Ankara’da Mansur Yavaş’tan korktular Ekrem İmamoğlu’ndan korktukları gibi. Tertemiz bir aday. Karalıyorsunuz, kampanyalar açıyorsunuz.

Kazanacak. Halkın iradesine saygı duymuyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar Mansur Yavaş kazanacak. 23 yıl bürokraside çalıştım.

Partinin istihbaratı ayrı. Siyasi iktidarlar gelir geçer, devlet bakidir. Bürokrat siyasi otoritenin verdiği çerçeve içerisinde görevini yapar. Anayasaya aykırı talimatlar ve emirler uygulanmaz.

Devletin istihbarat örgütü partinin istihbarat örgütüne dönmüşse, af kanunlarına göre belgelerin tamamının imha edilmesi gerekirken darbecilerin fişlemelerinden medet umarak bunu yapıyorlar. Devletin istihbaratı havuz medyasına servis yapıyorsa… Devletine bağlı memurları tenzih ediyorum.

Bizim arşivimizde yok böyle bir şey. Bu arşivi tutmak başlı başına suç. Havuz medyası arşivini açıklasın. MİT de açıklama yapsın. Bu rezaletler, ahlaksızlıklar, yasa dışı uygulamalar nereden çıkıyor? Parlamento, devlet size ne zaman bu yetkiyi verdi?”

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle;

“Karalamayı yapanlara sormak isteriz. Erdoğan, Tank Palet Fabrikasını neden Katar ordusuna sattı?

Resmi Gazete’de yer alan karar özelleştirme kapsamına alınması.

Erdoğan, 50 milyon dolara ihtiyacımız vardı, o nedenle Katar’a verdik dedi. Kamu imkanlarıyla gerçekleştirmeye kalktıklarında 50 milyon dolar gerektiğini, ülke olarak bu teknolojiye geçmeleri gerektiği için acilen bu kararı aldıklarını söyledi. 50 milyon dolar İstanbul’da bir villa. Fabrikanın değeri 20 milyon dolar. 9-10 dedim 11 uçağı varmış. Birini satsa bunu yapabilirdi.

Daha acı olanı ise üretilecek tankı bize satacaklar. Fabrika zaten bizim, zaten biz yapıyoruz. İşçiler dilekçe yazıyor, biz devletin sırlarının verilmesine ortak olmak istemiyoruz bizi başka fabrikalara veriyoruz diye.

Bir teklif yaptım. Sözleşmeyi iptal et, ben 50 milyon doları bulacağım, bulamazsam istifa edeceğim diye. 50 milyon dolar bulunur.

Deva bir fabrika, tanklar, paletler, fırtına obüsleri burada üretiliyor.

Dünyada hangi ülke askeri fabrikasını başka bir ülkeye peşkeş çekmiştir?

Bahçeli’nin bu gerçekler ortada dururken çıkıp bir şey dememesi daha acı. Ben mi milliyetçiyim o mu milliyetçi? Ben mi ülkücüyüm o mu ülkücü? Erdoğan’ın vatansever olduğuna da inanmıyorum.

Vatandaşın geçmeyeceği köprüden vergi alıyorlar. Bir de döviz garantisi veriyorlar.

Saray sosyetesi hayatından memnun. Yakın olanları, eski milletvekillerini büyükelçi, genel müdür, daire başkan yardımcısı olarak atıyor.

Damat işsizlik, yoksulluk nedir bilir mi? Tam kibir abidesi. Millet perişan vaziyett. Yarın ekmek bulamadılarsa pasta yesinler derlerse şaşmayın. Bir kadın geldi

Kasımpaşa’da elinde 3 lira. Kanser hastası. 3 lirayla nasıl geçineceğim diyor.

8 milyon hanede insanlar aç. İnsanların elektiriği, suyu kesiliyor. Suyu kesmeye ne hakları var.

Belediye meclis üyesinin bekayla ne ilgisi var. İl genel meclisi seçiyoruz. Başında valisi var. Savcılığın, YSK’nın izin verdiği vatandaşlar seçiliyor. Bekayla ne ilgisi var. Kadıköy belediye başkanının beka ile ne ilgisi var. Büyükşehir belediye başkanı seçilecek Ekrem İmamoğlu bunun bekayla ne ilgisi var.

Türkiye o kadar zayıf bir ülke mi? Bütün olaylara rağmen Türkiye bölgenin en güçlü ülkesi.

Bu da tutmadı. Soğan üreticisini, pazarcıyı terörist ilan ettiler, beka sorunu var dediler tutmadı. Şimdi CHP, İYİ Parti, SP’nin içinde terörist var dediler. Bu kadar adiliğe küçülmeye, yalnızlaşmaya benim aklım ermiyor.

Bu süreç içerisinde yoksulluğu, işssizliği nasıl önleyeceğiz diye bir söz duydunuz mu? Mutfaktaki yangını nasıl söndüreceklerine dair bir söz duydunuz mu? CHP, CHP diyor. Bu ülkeyi CHP mi yönetti?

Kriz yok diyorlardı. Binali Bey de sonunda kriz var dedi.”

Exit mobile version